fbpx

Moda Sektörünün Geleceği: Sürdürülebilirlik

Yazar: İdil Kovalı

Çok fazla duyduğumuz “sürdürülebilirlik” kelimesinin asıl anlamı daimi olma yeteneği olarak kabul edilebilir. Sürdürülebilirlikte amaç üretim ve çeşitliliğin devamını sağlarken yaşamımızı da devamlı kılmaktır. Diğer bir deyişle, kendi ihtiyaçlarımızı gelecek nesillerin ihtiyaçlarından ödün vermeden karşılayabilmektir.

Günümüzde ise sürdürülebilirliği ilk günlerinden beri savunan markalarla birlikte yeni tanıştığımız markalar var ve tanışacağımız markalar da olacaktır elbette. Genel olarak markaların amaçları çevreyi koruyarak ekonomik ve sosyal gelişmeyi sürdürmek. Doğada var olan kaynakları akılcı yaklaşım ile kullanarak toplumu refaha kavuşturmak ve sosyal gelişim düzeyini tatmin edici bir düzeye ulaştırmak.Sürdürülebilirliği ilk zamanlarından beri savunan birçok marka varken, moda sektörünün en bilindik markaları bunu kendi markalarının temeline taşımaya çalışıyorlar. Peki o büyük ve lüks markaların fikirlerini ne değiştirdi? Üretim politikalarını neden sorgulamaya başladılar?

Bunun cevabı hepimizi uyandıran ve dünyayı sarsan pandemi dönemi oldu. Pandemi ile birlikte bütçemiz sarsıldı, içimize kapandık ve hayatımızı sorgulamaya başladık. Özellikle tüketim alışkanlıklarımızı sorgulayarak değiştirmeye başladık. Biz bilinçlenmeye başladıkça, moda markaları da bilinçlendi. Fakat en önemli nokta biz ne kadar bilinçlenip sesimizi duyurmaya çalışsak da moda markaları büyük sorumluluklar üstlendiği için bu değişime ayak uydurmak zorundalardı. Yeryüzünün bize sunduğu imkanların yok olacağı, doğal kaynaklar bilinçsizse kullanıldıktan sonra tükeneceği korkusuyla pandemi ile birlikte çalan çanların sesi daha yüksek duyulmaya başladı.

Lüks moda markalarının sürdürülebilirlik adına bir adım atması oldukça ses getirdi çünkü farkındayız ki moda dünyasının gidişatı ve trendler onların elinde. Fakat bazen bunun büyüsüne kapılıp unuttuğumuz diğer bir önemli nokta ise bu markaların hala hızlı moda ilkelerinden vazgeçmemeleri. Bütün markalar ev veya spor giyimine yoğunlaştı. Haute Couture yani kişiye özel dikime veda ettik ve dijitalleşme ile de online satışlar yükseldi. Peki online satışların etkisiyle artan kargo süreçlerinin karbon salımı ve plastik atık sorunu doğaya zarar vermiyor mu? Tabi ki veriyor. Diğer bir sorumluluk işte yine burada başlıyor. Sürdürülebilirlik bu kadar savunulurken bu sefer de önüne geçmemiz gereken başka sorunlar ortaya çıkıyor. Asıl amaç sürdürülebilir kumaşlardan veya atıkların geri dönüştürülmesi ile ortaya çıkan kıyafetlerden çok daha büyük olmalı. Çok daha geniş düşünülmeli.

Aslında böyle büyük bir adımın atılmasından çok mutlu ve umutluyum. Her değişim ve isteklerimiz maalesef bir anda gerçekleşmiyor. Farkındalığımız artmışken bunu hiçbir zaman gerilememesini umut ediyorum. Moda sektörünün geleceği sürdürülebilirlik ve her alanda birçok iş yapılması gerekli. Umarım daha da güzel gelişmeler göreceğiz, görmeliyiz. “Daha da yaşanabilir bir dünya için moda kendini temizlemeli!”

©2024 Atolye Ren Topluluk Platformu

Gizlilik Politikası

Bizimle İletişime Geç

Gönderiliyor

Kullanıcı Bilgileriniz İle Oturum Açın

Bilgilerinizi Unuttunuzmu?